Buna karşın, gözlüğün kullanıcıların izinsiz şekilde kişileri, bulundukları ortamları ve özel hayatlarını kaydedebilmelerine, Facebook, Instagram gibi platformlar üzerinden canlı aktarmalarına imkan vermesi, mahremiyet ve dijital etik tartışması başlattı. Gözlüğün, özel toplantılar ve görüşmelerde bilgi sızıntısına yol açma riski, güvenlik riskleri oluşturma ihtimali dolayısıyla da sorunlara yol açabileceği belirtiliyor. Bu alandaki hukuki düzenlemelerin de bu yenilikler dikkate alınarak hazırlanmasının önemine dikkati çekiliyor.
Türkiye Metaverse Platformu Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan, gözlüğün günlük kullanılabilenlere benzer bir estetik anlayışla tasarlandığını, buna karşın sahip olduğu birtakım özelliklerin mahremiyet endişelerine neden olduğunu söyledi.
Sosyal Medya ve Dijital Güvenlik Eğitim Araştırma Merkezi (SODİMER) Başkanlığı görevini de yürüten Eraslan, üretilen gözlüğün geçmiş denemelerin aksine, estetik kaygıların da göz önüne alınarak yapıldığını bildirdi. Eraslan, “Artık eskiden olduğu gibi akıllı gözlük dediğimizde kalın ve büyük tasarımlar yok. Yerini günlük yaşamda kolaylıkla kullanabileceğimiz tasarımlar ve alternatif modeller aldı. Meta’nın tanıttığı yeni nesil akıllı gözlük bunun son örneği” dedi.
Meta’nın gözlüğünün kullanıcıların çevrelerini izlemelerine ve kaydetmelerine olanak tanıdığına dikkati çeken Eraslan, şöyle konuştu:
“Söz konusu durum gizliliği ihlal edebilir. Ayrıca Facebook ve Instagram platformları üzerinden canlı yayın yapabilmesi özelliğiyle çevredeki kişilerin bilgisi ve rızası olmadan kayıt ve görüntü alma işlemi gerçekleşebilir. Bu nedenle, bu cihazların kullanımıyla ilgili izinler ve kurallar konusunda etik sorumluluklar olmalıdır.”
Eraslan, giyilebilir teknoloji alanında hem üretim hem de kullanım açısından yasal boşlukların bulunduğunu, halihazırda bu boşlukları engelleyecek düzenlemelerin olmadığını ve Meta’nın da bundan yararlandığını vurguladı.
Bu durumun dijital etik ve özel yaşamın gizliliği tartışmalarına neden olduğuna işaret eden Eraslan, “Yakın zamanda dünya genelinde konu hakkında yasal düzenlemelerin oluşmaya başlaması kuvvetle muhtemel” değerlendirmesinde bulundu.
Eraslan, giyilebilir teknolojinin bilim kurgu filmlerindekilere benzer şekilde tasarlandığını belirterek, şu ifadeleri kullandı:
“Gözlüğün taradığı bir cismi veya kişiyi gözünde görmek çok çok faydalı olabilir. Belki de istihbarat servislerinin de çok işine yarayan bir şey. Elbette faydalı olabilir ancak burada önemli olan, mahremiyet ve kişisel bilgilerle birlikte özel alanın nasıl korunacağı.”
Gelecek yıllarda insanların çiplerle internete bağlanabileceği “beyin interneti” kavramının da önemli bir tartışma konusu olacağını bildiren Eraslan, bu durumun dijital etik kavramını tekrar gündeme getireceğini söyledi.
Eraslan, yeni nesil akıllı gözlük projesinin daha önce denendiğini anımsatarak, şunları kaydetti:
“Bunun üzerine daha farklı ne koyuyor orası önemli. Çünkü o proje satış yapamadı, yapamadığı için de rafa kalktı. Bakalım, deneyip göreceğiz ama o büyük gözlüklerden daha iyi sonuçlar vereceği öngörülebilir. İnsanlar büyük gözlükleri boyun ağrısı ve şekil bozuklukları nedeniyle günlük yaşamda kullanmak istemiyorlardı. O anlamda belki bu projeyi, Metaverse’ü tekrar canlandırma girişimi olarak değerlendirildiğinde, önemli bir çalışma olarak görüyorum.”