Yeşil Sol Parti Eş Sözcüsü İbrahim Akın, partisinin grup toplantısında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu.
“Ne yazık ki 2 gündür olağanüstü koşullarda birçok arkadaşımızın gece baskınlarıyla hukuksuz bir şekilde gözaltına alınmasıyla karşı karşıya kaldık. Buradan demokratik siyasete dönük bu müdahaleyi kabul edilemez bulduğumuzu. Ve arkadaşlarımızın serbest bırakılmasını özellikle istiyoruz.” ifadeleriyle sözüne başlayan Akın’ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:
‘Kürt meselesi çözülmedikçe Türkiye halkları bunun ağır bedellerini ödüyor’ sözümüzü çarpıtarak ‘Türk milleti bedel ödeyecek’ denilerek yapılan manipülasyonları kınıyoruz. Bu konuda özellikle Cumhurbaşkanı danışmanı olarak Oktay Saral’ın açıklamalarını ahlaki bulmuyoruz ve kınıyoruz. Bu konuda gerekli her türlü itirazımızı ve hukuki olarak da gerekli çalışmalarımızı yaptığımızı ifade etmek istiyoruz.
Meclis 1 Ekim’de açılış yaptı. Önümüzdeki 28. Dönemin Türkiye halklarının sorunun çözümünde başarılı olmasını dilemek istiyorum. Ülkemizin otoriterleşen rejimi değiştirmeye ihtiyacı var. Başta Kürt sorunu olmak üzere toplumsal sorunlarımızı barışçıl ve demokratik siyaset zemininde çözme ihtiyacımız var.
“DAHA NE KADAR BOMBA PATLAYACAK?”
On yıllardır güvenlik politikalarıyla ilgili şiddet ve savaş yöntemi hep denendi ve denenmeye devam ediyor. Bu yöntemlerin sorunları çözmediğini artık anlamış olmamız lazım. Artık demokratik siyasetin önünün açılmasının zamanı gelmiştir. Daha ne kadar bomba patlayacak, daha ne kadar şiddet ortamı devam edecek, daha ne kadar toplumsal olarak insanların düşmanlaşmasını ve kutuplaşmasını sağlayan siyasetiniz devam edecek? Artık yeter diyoruz! Bu sürecin böyle gitmesi mümkün değildir. Barışa şans verin diyoruz.
Yeşil Sol Parti olarak başından beri söylediğimiz her şeyin şiddet dışında demokratik müzakere yoluyla çözüleceğinde ısrar ediyoruz. Sorunlarımızın kronikleşmeden işin içinden çıkılamaz hale gelmeden tüm sorunlarımızın çözüm yerinin Meclis olduğunu biliyor ve Meclis’in bu bakımdan işlevli hale getirilmesi gerektiğini ifade etmek istiyoruz.
YENİ ANAYASA
AKP ve MHP iktidarı eliyle inşa edilmeye çalışılan tek adam rejimi, meclisi işlevsiz kılmak için her türlü yöntemi deneyerek, noter haline getirilmeye çalıştı. Biz bunu kabul etmiyoruz.
Meclis konuşması sırasında AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan, büyük ölçüde herkesi kapsayan şekilde anayasa tartışması yapacaklarını söylediler. Kopenhag kriterlerini Ankara kriteri olarak uygularız dediler. Biz Ankara kriterinin ne olduğuna bakmaya çalıştık.
Kopenhag kriterleri hukukun üstünlüğüdür. Yarattığınız hukuksuzluk Ankara kriterleri mi olacak?
Mevcut anayasanın en temel demokratik ilkelerini uygulamadan mı hukukun üstünlüğünü sağlayacaksınız?
Bizim iddiamız şudur. Türkiye’de demokratik bir ortam yaratılmadan, kapalı kapılar ardından AKP ve MHP’nin hazırlamış olduğu anayasayı Meclis’ten geçirmesi söz konusu değildir.
6 ŞUBAT DEPREMLERİ
Toplumda yine bir pembe tablonun parçası olarak, AKP Genel Başkanı Erdoğan depremle ilgili şöyle bir açıklama yaptı. Türkiye diğer ülkelerle kıyaslandığında en hızlı ve aktif olarak deprem yaralarının sarıldığını ve deprem sürecindeki bütün sürecin çok iyi yönetildiğini anlatmaya çalıştı. Bizim gördüğümüz gerçeklik bu değildir. Keşke böyle olsaydı. Depremdeki yurttaşlarımızın yaraları sarılmış olsaydı. Ama gördüğümüz tablo tam tersidir.
Depremin ikinci gününde bölgedeydik. Yaklaşık 8 ay oluyor. Gittiğimizde gördüğümüz tablo, AKP ve MHP iktidarının söylediği gibi bir tablo değildir. Vicdanları yaralayan bir durumla karşı karşıyadır. Şu anda insanlarımız konut ve su sorunu yaşamaktadır.
KONGRE 15 EKİM’DE
15 Ekim’de ‘Özgürlük için Yeniden Buluşma’ şiarıyla yapacağımız kongrenin Türkiye’deki bütün halklar için, özgürlük için, eşitlik için, barış içerisinde demokratik bir hayatta yaşamak için çok önemli olduğunu düşünüyoruz.